GEZER DURUR CANLI HEYKEL.. Amacım dünyanın bir çok yerinde canlı heykel performansı yapmak.Gözlemlemek, ülkenin kültürünü araştırmak ve bu sokak sanatı aracılığı ile insanlarla iletişim kurmak. Ayrıca bisikletin yaşanılabilir bir dünya için gerekli olduğunun farkındalığını artırmak istiyorum. Beş kuruşsuz nasıl olur demeyin. Ya gezer durursa :) Gelin bu hayalime ortak olun. Desteklerinizi bekliyorum :)
26 Mayıs 2015 Salı
13 Mayıs 2015 Çarşamba
GİTMEK İÇİN DAHA NEYİ BEKLİYORSUN??
Hep erteleriz... Çocukları evlendiriyim, emekli oluyum, torunları büyütüyüm deriz ve resmen bir mucize bekleriz. Etrafımda o kadar çok örnek var ki. Ben de onlar gibi olmak istemiyorum. Bir an önce harekete geçmeliyim. Zaten bu durumun farkına varmak beyaz ışığa girmek gibi. Geri dönülmez bir yola giriyor insan. Nereye baksa gezgin görüyor. Hangi siteyi açsa dünya, doğa, özgür ruh. Sanki gitmeye zorluyor evren. Çoğu zaman işimizden başımızı kaldırıp etrafa bakmıyoruz. Yolda yürürken de etraf da neler olup bitiyor yeni bir bina mı yapmışlar vaaay güller de ne kadar güzel açmış. Çoğunu görmüyoruz. İşe geliyoruz işimizi yapıyoruz ve eve dönüyoruz. Şanslıysak odamızda pencere vardır ve belki de birazcık gökyüzü ve yoldan geçenler görünüyordur.
İş yerinde
kendinizi huzurlu hissetmeniz lazım. Ne kadar bana göre bir iş olmasa da alo kadın doğum da huzurluyum :) Bir sürü güzel insanla tanışıp arkadaş
olduk :) Onlar hasta ve benim olduğumdan daha da
anlayışlı olmam lazım. Bazı hastaların da çocuklarıyla arkadaş oluyorum :)
Çocuklar doğal olarak sıkılıyor hastane de bende onlara odamdaki oyuncaklardan
veriyorum. Onların mutlu olduğunu gördükçe sanki her şey daha renkli oluyor. Oyuncakları ihtiyacı olan çocuklara vermek için poliklinikten topladım.
Bazen eşyalarımız ikişer üçer beşer oluyor, dolaptan evden taşıyor, elimize dolaşıyor
ama yine de ne başkasına veriyor ne de onu evriltiyoruz. Keşke evimizi değil yüreğinizi doldursak :) Oyuncakların son kullanma tarihi yoktur. Verin başka
çocuklar da oynasın.
Dünya o
kadar da büyük sayılmaz. Karşımda (ücretsiz paylaşım sitesinden aldığım) dünya
haritası var. Odanın duvarına astım. Haritaya bakıyorum ve o kadar da
gözünde büyütecek bir şey yok diye düşünüyorum. Afrika, Amerika, Antarktika,
Asya, Avrupa, Avustralya ve Okyanusya o kadar.Sadece bir adım atmak önemli,
ondan sonrası kendiliğinden gelecektir. Şimdiye kadar gezgin olup da pişman olanı
duymadım :) Hastalık gibi bulaşıcı ve sinsi bir şekilde vücudu sarıyor sanırım :)
Aslında
hayatı bizler zorlaştırıyoruz. Bu kocaman binalarla evimize ve yüreğimize doldurduğumuz
kalabalık.. Dünyanın parasını verdiğimiz koltuk takımına oturmaya kıyamıyoruz. Biz biraz huzuru maddede arıyoruz galiba. İnsanlar ailelerini maddi manevi yolunmuş tavuğa çevirip huzur evine terk
ediyor. Ölsün diye gözünün içine bakıyorlar. Huzur bunun neresinde ? Huzur ailemizle ve sevdiklerimizle bir arada olmak sevmek değil mi ?
İnsanlar altındaki araba kadar değerli, kıyafetinin markası kadar kaliteli olurlar bazılarına göre. Çıplakken herkes aynıdır oysa. Öldüğümüzde tüm çıplaklığımızla gideceğiz. Çıplakken herkes eşittir..
İnsanlar altındaki araba kadar değerli, kıyafetinin markası kadar kaliteli olurlar bazılarına göre. Çıplakken herkes aynıdır oysa. Öldüğümüzde tüm çıplaklığımızla gideceğiz. Çıplakken herkes eşittir..
12 Mayıs 2015 Salı
ONUR ATAOĞLU SÖYLEŞİ
ODTÜ de gerçekleşen Onur ATAOĞLU söyleşisine gittim. Onur
beyin Japonya da edindiği tecrübelerini, gözlemlerini dinledim. Çektiği harika
fotoğraflar gezme isteğimi bir kat daha artırdı.Çok güzel bir söyleşi oldu.
Esprili birisi Onur Bey.Tatlı bir dille anlattı anılarını. Metro da (Japonya' ya giden bir çok turist gibi) kayboluşunu, Japonların ne kadar cana yakın olduklarını
anlattı. Ben de merak ediyorum ve anlatılanları yaşayıp deneyimlemek
istiyorum. Ara verildiğin de , koridora çıktık ve suşi ikramlarından
aldık. Açıkcası pek sevmedim :) Belki alışkın olmadığımdan ama damak tadıma pek
uymadı :) Japonca kursundan arkadaşlar da vardı. Bazıları çok sevdi ve bir
oturuşta yirmi tane yiyen varmış. Midye gibi suşi yenir mi arkadaş kurt olacak
karnında :) Japonya yı seviyorsun diye Japonyayla ilgili herşeyi seveceksin
diye bir kural yok. Onur Beyin çektiği bazı fotoğraflarda Japonlara özgü
kostümler vardı. Bunlardan gösteri için yapabileceğimizi düşündüm. Merak
ettiklerimi sordum, proje hakkında konuştuk. Onur Bey ,Japonya da gösteri
yapabileceğim yerleri söyledi. Yoyogi parkı varmış, genelde sanatsal
faaliyetlerin yapıldığı yer sanırım internetten araştırdığım kadarıyla. Koen
caddesi ve NHK binası önü dedi. Buralar da gösteri yapıp fotoğrafını atacağım
kendisine umarım. Kitaplarını da en kısa zaman da okuyacağım. Sizlere de
tavsiye ediyorum.
PROJEM :)
Projemin
amacı; dünya nın bir çok yerinde canlı heykel performansı yaparak gözlemlemek, ülkenin kültürünü
araştırmak ve bu sokak sanatı aracılığı ile insanlarla iletişim
kurmak. Ailelerinin yanında, gönüllü çalışacağım derneklerin
sağlayacağı konaklama imkanı ile veya call surfing şeklinde konaklayarak gittiğim
ülkelerin kültürlerini daha yakından tanımak istiyorum. İhtiyaçlarımı ise
gösteriden topladığım parayla karşılayacağım. Tekrar başka bir ülkeye gitmek için
para biriktireceğim.
Bu blog da ;
katıldığım sunumları, bağlantı kurduğum insanları, yaptığım görüşmeleri, Japonca
dersinde aldığım notları ve tabii ki gösterilerimi sizlerle paylaşacağım.
Teşekkür eder saygılarımı sunarım.
Teşekkür eder saygılarımı sunarım.
Bu proje ile
yapmak istediklerim;
*Bu sokak sanatını tüm dünyaya taşımak,
*Bisikletin
doğa dostu bir ulaşım aracı olduğuna ve yaşanılabilir bir dünya için bisikletin
şart olduğuna dikkat çekmek,
*Gençleri
spora özendirmek,
*İnsanların
sanata gitmelerini beklemek yerine sanatı onlara götürmek,
*Kendimi
geliştirmek ve yeni kostümler tasarlamak,
*Yeni
insanlar tanımak, yeni yerler görmek ve başka kültürleri tanımak,
* İnsanların
performanslarıma bakışaçılarını görmek, eleştirilerini değerlendirmek ve o
ülkede bulunan sokak sanatçıları ile etkileşimde bulunmak,
*Türk
kültürünü tanıtmak,
*Farklı
kültürlerle ve insanlarla paylaşımda bulunmak,
*Performans
yaptığım ülkelerde gözlem yaparak kültürlerinden ve yaşam biçimlerinden yola
çıkarak yeni kostümler ve performanslar tasarlamak; bu tasarladığım kostümleri
gittiğim diğer ülkelerde de sergileyerek ülkeler arası etkileşimi sağlamak,
*Sanata
ulaşımı kolaylaştırmak,
*Farklı
kültürleri farklı zaman dilimlerinde de olsa bir araya getirmek,
*Hayat
telaşında koşuşturan insanların bir an durup bakmasını sağlayarak onları farklı
bir dünyaya götürmek,
*Farkındalık
yaratmak,
*Sokaklara
renk katmak istiyorum.
(Şuan da
faaliyetlerini sürdüren grubumuzun ismi ATDA)
ATDA (Ankara
Temaşa & Dada Aşkı ) 2009 yılından beri Ankara da faaliyetlerini sürdüren
bağımsız bir topluluktur. Sanatın her alanında performanslar sergilemektedir.
Performanslardan sağladığı gelirle yeni projelere kaynak oluşturup tekrar
sanata çevirme gayretiyle yoluna devam etmektedir. Canlı heykel performansı ile
de sokaklara, festivallere ve katıldığımız etkinliklere renk katıyor,
farkındalık yaratıyoruz. Sanatı sokağa taşıyoruz. Ayrıca ATDA kültür sanat ve
sosyal dayanışmada yaratıcı, zenginleştirici, bütünleştirici, geliştirici,
değiştirici, katılımcı bir anlayışı yaymaya çalışmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)